dünya klasikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dünya klasikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Nisan 2016 Salı

Haftanın Kitabı: Gizli Başyapıt/ Balzac


Gizli yüz, gizli başyapıt, dur bakalım nedir bu aralar bu gizlilik sevdası bilemedim. Gizli Yüz'den sonra başladığım kitap Balzac'ın Gizli Başyapıtı oldu. Nedeni çok basit, yeni aldığım 5 kitap içinden en ince olan ve otobüste bitecek olan buydu. Dediğim gibi de otobüste bitiverdi. 

Kusursuzluğu ve gerçekliği arayan ressam Frenhofer'ın olağandışı hikayesi anlatılıyor kitapta. Genelde klasiklerin betimlemeleri bana ağır gelir. Mesela Vadideki Zambak'ta resmen acı çektim kitabı bitirebilmek için. Resimle uğraştığımdan belki de bilmiyorum, bu kitabın betimlemeleri çok iyi. Picasso'nun kitapla ilgili yorumu "olağanüstü" olmuş. Kötü başlayan kariyerine rağmen, Balzac üstün bir gözlem yeteneği geliştirmiş.



8 Ekim 2015 Perşembe

41. Haftanın Kitapları: Fayton/ Gogol

Vee yine rus edebiyatı, yibe Gogol. Bu yazarı seviyorum, iyi bir sosyolog olurmuş. 
Kitapta 3 hikâye var; fayton, burun ve palto. Yazarın birden fazla hikâyesini okuduysanız farketmişsinizdir, ortak noktaları kahramanların hep yüksek mevkili devlet memurları olması. Sistemi üstü kapalı eleştirmesi hep hoşuma gitmiştir. Burun buna güzel bir örnek. Palto EBB Şehir Tiyatroları'nca geçtiğimiz sezonlarda sahnelendi. Bu sezon tekrar sahneye konulacağını sanmıyorum ama, olursa kaçırmayın derim. Aynı gün okuduğum ikinci kitap. Bir çırpıda bitti yine.  



21 Eylül 2015 Pazartesi

6. Gün: Macbeth/ Shakespeare

Tiyatroya devam ediyoruz bugün. Macbeth, shakespeare'in en kısa ama en ünlü trajedilerinden. Kısaca bahsetmek gerekirse; Kral Duncan'ın oğlu macbeth ve ordu komutanı banquo açıklıkta gezerlerken üç cadıyla karşılaşırlar. Cadılar macbethi glamis beyi, cawdor beyi ve geleceğin hükümdarı olarak selamlar. Komutan banquo' yu da soyundan hükümdarlar geleceğini söyleyerek selamlarlar. Kısa süre sonra macbethin glamis beyi ilan edilmesiyle ilk kehanet gerçekleşmiş olur, ve bunun üzerine macbeth diğer kehanetlerin de gerçekleşeceğini düşünerek kral olma hırsına kapılır.
Klasiklere boğulmuş durumdayım, fazla geldi ardı ardına bana. Bol kitaplı günler efendim, esen kalın. 

20 Eylül 2015 Pazar

5. Gün: Martı/ ÇEHOV

Günaydın..:) Tatilde dünya klasiklerine devam. Bugün Çehov'un yazdığı ilk oyun Martı var. Tiyatrosuz olmaz. Neyse kitaba geçelim.
Göl kenarındaki bir çiftlikte bir araya gelen, ortak noktaları sanat olan 4 ana karakter var. Eski bir tiyatro aktristi irina, çok da kültürlü olmayan yazar sevgilisi trigorin, annesinin hep gölgesinde kalmış irina'nın oğlu treplev ve aktrist olmak isteyen masum nina. Oyun bu dörtlünün ilişkilerini anlatıyor. Hamlet gibi oyun içinde oyunla başlıyor. Çehov'un yazdığı dört oyundan ilki. 1896'da sahnelenmiş. 110 sayfa, bir çırpıda biten kitaplardan. Bu set beni rus edebiyatına doyuracak sanırım:) Bol kitaplı günler hepinize, esen kalın..

18 Eylül 2015 Cuma

Her Gün 1 Kitapta 3. Gün: Martin Eden/Jack LONDON

Dünya klasiklerini set halinde aldığım için aralarında okuduklarım da var. Onları atlayacaktım ama bu kitaplar bahsetmeden geçemeyeceğim kitaplar.
Martin Eden hayatımı değiştiren bir kitap. Okuyabileceğim en doğru zamanda okudum bu kitabı. Yazar olmaya çalışan bir gemi işçisi Martin Eden. Hiç hırslı, azimli bir insan olmadım, olamadım. Ama bu kitabın gazıyla günde 16 saat ders çalıştım üç ay boyunca ve mali müşavirlik sınavını geçtim. 
Son iki gündür kafamı bir türlü toparlayamıyorum. Üzülüyorum, söyleyemiyorum, okuyamıyorum, yazamıyorum, dikemiyorum, çizemiyorum. Neyse, Martin Eden gerçekten çok sevdiğim bir kitap. Tekrar mı okusam ki? Siz okuyun efendim, iyi okumalar.