paulo coelho etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
paulo coelho etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Nisan 2016 Çarşamba

Haftanın Kitabı: Simyacı/Paulo Coelho


Paulo Coelho eskiden şarkı sözü yazarmış, çok ilginç. Fenomen olmuş kitabı simyacı 1988'de yayınlanmış. Endülüslü santiago, ailesince rahip okuluna gönderilir. Ama santiago çoban olarak dünyayı gezmek istediği için rahip okulundan ayrılır. Bir sürü alıp çobanlık yapmaya başladıktan sonra aynı rüyayı görmeye başlar. Bunun bir işaret olduğuna kanaat getirir ve falcıya gider. Falcı mısır piramitlerine gitmesini, orda büyük bir hazine bulacağını söyler. Ve santiago da piramitlere doğru yola çıkar. Yolda "kişisel menkıbe"sini gerçekleştirmesine yardım edecek bir çok işaretle karşılaşır. Ve bu işaretleri yorumlayarak kendini doğanın ve arapların deyimiyle "mektup"un eline bırakır. 

Altını çizdiğim birkaç cümle;
- Basit şeyler en olağanüstü şeylerdir ve yalnızca bilginler anlayabilirler bunları.
- İnsan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle yaşamımızı değiştirmeye kalkarlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. 
- Dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır kitaplar. Ama insanlarla konuşurken durum bambaşka; öylesine tuhaf şeyler söylerler ki, konuşmayı nasıl sürdüreceğinizi bilemezsiniz.
- Bütün günler birbirine benzediği zaman da insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar.
- Mutluluğun sırrı bütün harikaları görebilmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan.
- Değeri bilinmeyen her lütuf felakete dönüşüyor.
- İnsan sevdiği için sever, aşkın hiçbir gerekçesi yoktur.



25 Şubat 2016 Perşembe

Haftanın Kitabı: Veronika Ölmek İstiyor/Paulo Coelho



Beni içinde bulunduğum saçma ruh halinden kurtaran kitap bu kitaptır. İlk kez Paulo Coelho'nun bir kitabını okudum. Set halinde tüm kitaplarını almayı planlıyorum yakın zamanda. Çok sevdim. 

Nasıl bir seçim, nasıl da denk geldik bilmiyorum. Okuduğum her satır içimi deliyor, tutamıyorum kendimi. Salya sümük başladım kitaba. Önce kitaptan bahsedeyim madem. Kahramanımız Veronika, hayatın kısır bir döngüden ibaret olduğunu, yaşamın amaçsızlığını düşünerek intihar eder ve başarılı olamaz. Gözünü bir akıl hastanesinde açar. Aldığı ilaçlar kalbini kötü etkilemiştir ve 5 gün ömrü kaldığı söylenir. Veronika kalan günlerini akıl hastanesinde geçirecektir. Spoiler vermeyeyim, kitabın devamında veronikanın hastanede geçirdiği günler anlatılıyor.

Çok güzel bir kitap, çok sevdim. Tabi beni bu kadar etkilemesinde birkaç ay öncesinde intiharın eşiğine geldiğim gece de var. Hayatımın amacını sorguladığım ve cevap bulamadığım o hafta, kitap alınmış ve kapağı açılmamış sırasını bekliyordu. Eşim şehir dışında görevdeydi. Sürekli kabus görüyordum,uyuyamıyordum. Yalnızlık bir yandan depresyon bir yandan derken ilaç gibi geldi bu kitap. Velhasıl kelam, başucu kitaplarımın arasında yer alacak bu kitap artık.